Arkadaşlar anlatacağım olay ABD'de bir tanıdığımın anlattığı gerçek yaşanmış bir olaydır.

Konuyu bana aktaran kişi Amerikalı, kendisi ABD tarihindeki en yüksek loto ikramiyesini kazanan kadının eski komşusu ve lotoyu kazanan kadın ile ilgili bana şunları aktardı:

Kendisi büyük maddi sıkıntılar içerisindeydi, aynı zamanda fakir ve hasta insanlar için bir vakıf yönetiyordu.Vakıf için etraftan bağış topluyor ve vakıfta toplanan paraları zordaki insanlar için harcıyordu. Kendi maddi durumu sıkıntıya girdikten sonra vakıfta biriken paranın bir miktarını kendisi için harcamak zorunda kaldı, yani yönettiği vakıfın kasasına borçlanmıştı ve bu maddi sıkıntılar devam ediyorken de kendisi tanrıya ibadet etmekten vazgeçmedi, dindar bir Hristiyan olarak Tanrı'ya ibadetine surekli devam etti en sıkıntılı günlerinde bile, kendisine kurduğu ufak bir ibadethanede kendi ritüelleriyle tanrıya dua etmeye devam etti.

Sonra ABD'deki lotoyu kazandı, maddi sıkıntılarından borçlarından kurtulmuştu, rahata ermişti. Fakat bu sefer daha fazla ibadet etmeye başladı, tanrıya teşekkür etmek için...ve kazandığı ikramiye ile ilgili olarak tanrıya şükranlarını ve teşekkürlerini sunabilmek adına ibadetlerini daha da arttırdı, ibadetlerinde sadece şükranlarını sunuyordu...tıpkı biz müslamanların Allah'ıma hamdolsun demesi gibi sürekli teşekkür ve şükrana dayalı bir ibadet düşünün...

Sonrasında ne mi oldu? Kadın 2.kez lotoyu kazandı, bu sefer kazandığı rakam ABD tarihindeki en yüksek loto ikramiyesiydi..

Size aktarmış olduğum bu olay yaşanmış gerçek bir hikayedir. Bizler Allah'tan sürekli maddiyat talep ediyoruz, "ver Allah'ım bana da ver"...halbuki bazı insanlar "Allah'ım sana binlerce kez şükürler olsun, sana hamd olsun, elhamdülillah" diyebildiği için daha güzel şeylere kavuşuyor...

Anlatmış olduğum olayla ilgili kşisel görüşüm bir şey istedikçe o şeyi elde etme ihtimalimiz azalıyor..Ne zamanki o şeye ihtiyacımız yokmuş gibi yaşamaya başladık, rabbim o zaman yağdırıyor mülkü..

Selametle..

Benzer bir hikayeyi size aktarmak istiyorum:

Mehmet Akif Ersoy, birgün ibadetini tamamladıktan sonra der ki

"Ya rabbi, keşke bir mümin beni sokakta durdursa da bana bir kol saati hediye etse"

O dönemlerde kol saati sadece zengin insnaların takıp kullanabileceği birşeydi, aşırı pahalıydı...

Sonrasında sokağa çıktı Mehmet Akif, çarşıyı dolaşmaya başladı, içinden ümit etmeye devam ederek "inşallah biri çıkar bana kol saati hediye eder"..

Sonrasında çarşıda kolu ya da bacağı olmayan insanlar görünce şok oldu, biran dehşete kapıldı ve koştura koştura evine döndü..."Ya rabbi ben pişmanım, kol saati falan istemiyorum, sana hamd olsun bana 2 tane kol, 2 tane bacak vermişsin..ne yapayım kol saati , affet beni Allah'ım" dedi ve hıçkıra hıçkıra ağladı...

Gerçekten çok güzel bir konu önemini unuttugumuz bi duygu şükretmek
Teşekkürler bize yeniden hatırlattıgın için @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]..

Türkiye'de birçok insanın yaptığı hata:

Rabbimize ibadet ediyoruz ve sonrasında Allah-u Teala'dan birşeyler talep ediyoruz.."ya rabbi maddi sıkıntılarımdan beni kurtar, ya rabbi bana şunu ver bana bunu ver"...

Sanki yaptığımız her ibadetin mükafatını almak koşuluyla ibadet ediyormuşuz gibi, sürekli hesap peşindeyiz...ibadet mükafat aracı değildir, ibadet hamd olsun diyebilmektir başınıza gelen en kötü olaylarda bile...

Biliyorum bunu yapabilecek mertebede insan çok az, özellikle bizim kültürümüzde, sürekli talepkar ve sürekli birşeylerin peşinde koşan, türbelerin başından ayrılmayan, berzah alemindeki ruhlardan medet umup da Allah'a "Elhamdü lillâhi rabbil'alemin" demeyi unutuyoruz...

Unutmayınız bir şey istediğiniz zaman olma ihtimalini azaltıyorsunuz...

Allah razı olsun ablamm Harikaaaa

Allah’ın nimetlerinden bahset! “Ne güzel insan! Ne güzel bıyıkları var! Ne güzel gözleri var! Ne temiz giyinmiş! Ne güzel çiçek! Ne güzel meyvalar!”
Allah’ın nimetlerini methediyorsun: “Ve emmâ bi ni’meti rabbike fe haddis.”
Allah’ın nimetlerini methedmek, Allah’a teşekkür etmek, Allah’a karşı şükranını göstermek demektir.
Yaz gelip: “yandım efendim ne biçim yaz idi!” “Kış geldi dondum!” böyle insanlık olmaz oğlum! Başını eğeceksin rıza göstereceksin! Esas onda!.

Dr.Münir Derman(k.s.)

ALLAH razı olsun bende bugün bunu farkedebildim sanki karşılıklı istemek gibi oluyor haşa, ve isteğimden vaz geçtim ALLAH dilerse verir dilemezse vermez

Sayın @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...], Allah-u Zülcelal razı olsun.