Hallac-ı Mansur Hakkında - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > HavasOkulu Genel Bölüm > Sorularınız

Sorularınız her türlü soruyu buradan sorabilirsiniz.

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 11.05.24, 14:49
Üye
 
Üyelik tarihi: 08.05.24
Bulunduğu yer: Uşak
Mesajlar: 54
Etiketlendiği Mesaj: 2 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Hallac-ı Mansur Hakkında

Arkadaşlar bir süredir bu isim dolanıyor kalbimde ve beynimde. Bir ürpeti oluyor adı geçince. Evliyaullahdan olduğu yazıyor internette. Bilgisi Olan Arkadaşlar Niye Böyle Olduğu Hakkında Yardımcı Olabilir mi?

Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 11.05.24, 15:48
 
Üyelik tarihi: 23.01.24
Bulunduğu yer: Diyarbakır- Ergani
Mesajlar: 404
Etiketlendiği Mesaj: 14 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Fani1kuL Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Arkadaşlar bir süredir bu isim dolanıyor kalbimde ve beynimde. Bir ürpeti oluyor adı geçince. Evliyaullahdan olduğu yazıyor internette. Bilgisi Olan Arkadaşlar Niye Böyle Olduğu Hakkında Yardımcı Olabilir mi?
Hallacı Mansur büyük aşıklardandır. Bu uğurda idam edilmiş bir zattır. Tasavvufta ilerlediği için biz avamın anlamyacağı şeyler söylediği için (enel hak) gibi sözler söylediği için yani ben hakkım dediği için Şeriatın kılıcından geçirilmiş bir velidir. Hak olan Allah Celle Celalühü dur ama bu zat Allah Celle Celalühü nun aşkı ile sarhoş olduğu için bu sözü söylemiştir. Ama Şeriat zahire baktığı için kendisini idam etmiştir. Bu durumda ne hallacın suçu vardır nede onu idam eden insanların suçu vardır. İki tarafta masumdur. Ama tasavvufun mertebelerini o mertebeye çıkmadan anlayamadığımız için bize yanlış gelebilir ama durum böyle değildir. Kalbin neden öyle oluyor bilemem belki Sanda nasip olur Allah Celle Celalühü na aşık olmak.

Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 11.05.24, 15:52
Üye
 
Üyelik tarihi: 18.01.24
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 50
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Hallâc-ı Mansûr'un idâmına sebeb olan "Ene'l-Hak" sözü, onun tasavvuf yolunda sâhib olduğu kendi hal ve derecesine uygun ve kendi aşk sarhoşluğu içinde söylediği doğru bir sözdür. Zâhiren kelime mânâsı; "Ben Hakk'ım" demek olan bu sözün hakîki mânâsı: "Ben yokum. Hak vardır." demektir. Nitekim İmâm-ı Rabbânî Hazretleri Mektûbât kitabının 2. cild 44. mektûbunda bu husûsu şöyle açıklamaktadır:

"O büyüklerin "Her şey O'dur" demeleri, hiçbir şey yoktur. Yalnız O vardır demektir. Meselâ, Hallâc-ı Mansûr Enel-Hak (Ben Hakk'ım) dedi. Böylece, ben Hakk'ım, Hakk Teâlâ ile birleştim, demek istemedi. Böyle diyen kâfir olur ve öldürülmesi lâzım olur. Onun sözünün mânâsı "Ben yokum, Hakk Teâlâ vardır." demektir. İşte sofiyye her şeyi Hakk Teâlânın isimlerinin ve sıfatlarının görünüşü, onların aynası bilir. Zâtın (kendisinin) bunlarla birleştiğini, zâtında değişiklik olduğunu söylemez. Meselâ, bir insanın gölgesi, kendinden hâsıl oluyor. Gölge, o kimse ile birleşmiş, onun aynıdır veya o kimse o gölge şekline girmiştir, gibi şeyler söylenemez. O kimse, kendi kendinedir. Gölge, onun bir görünüşüdür. Bu kimseyi aşırı seven, gölgeyi filân görmez. Ondan başka bir şey görmez. Gölge, o kimsenin aynıdır, diyebilir. Yâni gölge yoktur, yalnız o insan vardır, der. Bundan anlaşıldı ki, sofiyye, eşyâya, Hakk Teâlâ'dan meydana gelmiştir. Hakk Teâlâ değildir, diyor. O halde, sofiyyenin; "Her şey O'dur." sözleri; "Her şey O'ndandır." demektir ki, âlimler de böyle söylemektedir. İki taraf arasında bir fark yoktur. Yalnız şu fark vardır ki, sofiyye, eşyâya, Hakk'ın görünüşü diyor. Âlimler bunu söylemekten çekiniyor. Eşyâ ile birleşmek, eşyânın içinde bulunmak anlaşılmasın diye, bu sözü söylemiyor."

Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 11.05.24, 21:51
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 2,461
Etiketlendiği Mesaj: 205 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Bazı harikulade şeyler vardır ki, şeytanın direkt olarak bir müdahalesi söz konusu değildir. Hıristiyanların ve İbn Tümert’in yaptığı gibi şeytanın müdahalesi öğretmekle veya bir hile ile de olabilir. Bu tür rivayetler aynı şekilde HALLAC hakkında da anlatılır.
Hallac bir yere bir ekmek, kızarmış bir yiyecek veya bir helva gömermiş ve bazıları arkadaşlarına bunu haber verirmiş. Sabah olduğunda diğer arkadaşlarına ‘’Haydi çıkalım! Biraz şöyle dolaşalım’’ dermiş ve arkadaşları da Hallac ile geziye çıkarlarmış. Yiyecekleri gömdüğü yere geldiğinde, bu yerde yiyecek olduğunu bilen arkadaşları şöyle dermiş:’’ canımız şimdi ekmek istiyor (Hallac oraya neyi gömmüş ise bunu bilen arkadaşları onu canının çektiğini söylerlermiş) veya helva istiyor’’ dediklerinde hemen Hallac bir kenara inzivaya çekilerek iki rekat namaz kılar ve gömülü olan yerden yiyecekleri alır gelirmiş. (Şeytan'ın Hileleri - Telbis'u İblis İbnü`l-Cevzi sayfa 539)
Hallac’ın hakkında anlatılan diğer bir kıssa ise İbni Şebbas’ın arkadaşlarının anlattığıdır. ‘’Bir gün Hallac’ın yanına gittik. Bize kızarmış bir kuzu ikram etti ve bizden yememizi istedi. Kuzuyu yedikten sonra bizden kuzunun kemiklerini istedi. Kuzuyu yedikten sonra bizden kuzunun kemiklerini kırmamızı fakat paramparça etmememizi söyledi. Bizler de bize söyleneni yaptık. Hallac elimizdeki kuzunun kemiklerini tekrar ocağa koyarak fırının üzerini kapadı . Bir müddet sonra ocağın kapağını açtığında bir de ne görelim kuzu canlı bir şekilde otluyor ve ateşten küllerinden ve kuzunun kalıntılarından da hiçbir eser yok. Şöylece etrafı iyice bir kolaçan edeyim dedim. Nihayet meselenin arka yüzünü anladım. Meğer ocak diye bize göstermiş olduğu şeyin altında yay ile birbirinden ayrılmış iki bölme varmış. Bu iki bölmenin bir tarafını açınca ocak diğer tarafını açınca da mera gözüküyor. Hallac hangi tarafı açarsa insanlar onu görüyormuş. (Kaynak: Kitap adı: EHLİ SÜNNETTE BEKLENEN MEHDİ yazar: Dr. Muhammed Ahmet İsmail El-Mukaddem, çeviren: Uğur Pekcan Kitap Dünyası Yayınları sayfa:293-294)

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 12.05.24, 07:42
Üye
 
Üyelik tarihi: 08.05.24
Bulunduğu yer: Uşak
Mesajlar: 54
Etiketlendiği Mesaj: 2 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Hak etmiyorum Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Hallacı Mansur büyük aşıklardandır. Bu uğurda idam edilmiş bir zattır. Tasavvufta ilerlediği için biz avamın anlamyacağı şeyler söylediği için (enel hak) gibi sözler söylediği için yani ben hakkım dediği için Şeriatın kılıcından geçirilmiş bir velidir. Hak olan Allah Celle Celalühü dur ama bu zat Allah Celle Celalühü nun aşkı ile sarhoş olduğu için bu sözü söylemiştir. Ama Şeriat zahire baktığı için kendisini idam etmiştir. Bu durumda ne hallacın suçu vardır nede onu idam eden insanların suçu vardır. İki tarafta masumdur. Ama tasavvufun mertebelerini o mertebeye çıkmadan anlayamadığımız için bize yanlış gelebilir ama durum böyle değildir. Kalbin neden öyle oluyor bilemem belki Sanda nasip olur Allah Celle Celalühü na aşık olmak.
Allah Razı Olsun, Rabbim Hepimize Nasip Eder İnşAllah, Amin

Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 12.05.24, 07:46
Üye
 
Üyelik tarihi: 08.05.24
Bulunduğu yer: Uşak
Mesajlar: 54
Etiketlendiği Mesaj: 2 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
hayatfani Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Hallâc-ı Mansûr'un idâmına sebeb olan "Ene'l-Hak" sözü, onun tasavvuf yolunda sâhib olduğu kendi hal ve derecesine uygun ve kendi aşk sarhoşluğu içinde söylediği doğru bir sözdür. Zâhiren kelime mânâsı; "Ben Hakk'ım" demek olan bu sözün hakîki mânâsı: "Ben yokum. Hak vardır." demektir. Nitekim İmâm-ı Rabbânî Hazretleri Mektûbât kitabının 2. cild 44. mektûbunda bu husûsu şöyle açıklamaktadır:

"O büyüklerin "Her şey O'dur" demeleri, hiçbir şey yoktur. Yalnız O vardır demektir. Meselâ, Hallâc-ı Mansûr Enel-Hak (Ben Hakk'ım) dedi. Böylece, ben Hakk'ım, Hakk Teâlâ ile birleştim, demek istemedi. Böyle diyen kâfir olur ve öldürülmesi lâzım olur. Onun sözünün mânâsı "Ben yokum, Hakk Teâlâ vardır." demektir. İşte sofiyye her şeyi Hakk Teâlânın isimlerinin ve sıfatlarının görünüşü, onların aynası bilir. Zâtın (kendisinin) bunlarla birleştiğini, zâtında değişiklik olduğunu söylemez. Meselâ, bir insanın gölgesi, kendinden hâsıl oluyor. Gölge, o kimse ile birleşmiş, onun aynıdır veya o kimse o gölge şekline girmiştir, gibi şeyler söylenemez. O kimse, kendi kendinedir. Gölge, onun bir görünüşüdür. Bu kimseyi aşırı seven, gölgeyi filân görmez. Ondan başka bir şey görmez. Gölge, o kimsenin aynıdır, diyebilir. Yâni gölge yoktur, yalnız o insan vardır, der. Bundan anlaşıldı ki, sofiyye, eşyâya, Hakk Teâlâ'dan meydana gelmiştir. Hakk Teâlâ değildir, diyor. O halde, sofiyyenin; "Her şey O'dur." sözleri; "Her şey O'ndandır." demektir ki, âlimler de böyle söylemektedir. İki taraf arasında bir fark yoktur. Yalnız şu fark vardır ki, sofiyye, eşyâya, Hakk'ın görünüşü diyor. Âlimler bunu söylemekten çekiniyor. Eşyâ ile birleşmek, eşyânın içinde bulunmak anlaşılmasın diye, bu sözü söylemiyor."
Değerli Bilgiler İçin Teşekkür Ederim, Allah Sizden Razı Olsun

Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bazı harikulade şeyler vardır ki, şeytanın direkt olarak bir müdahalesi söz konusu değildir. Hıristiyanların ve İbn Tümert’in yaptığı gibi şeytanın müdahalesi öğretmekle veya bir hile ile de olabilir. Bu tür rivayetler aynı şekilde HALLAC hakkında da anlatılır.
Hallac bir yere bir ekmek, kızarmış bir yiyecek veya bir helva gömermiş ve bazıları arkadaşlarına bunu haber verirmiş. Sabah olduğunda diğer arkadaşlarına ‘’Haydi çıkalım! Biraz şöyle dolaşalım’’ dermiş ve arkadaşları da Hallac ile geziye çıkarlarmış. Yiyecekleri gömdüğü yere geldiğinde, bu yerde yiyecek olduğunu bilen arkadaşları şöyle dermiş:’’ canımız şimdi ekmek istiyor (Hallac oraya neyi gömmüş ise bunu bilen arkadaşları onu canının çektiğini söylerlermiş) veya helva istiyor’’ dediklerinde hemen Hallac bir kenara inzivaya çekilerek iki rekat namaz kılar ve gömülü olan yerden yiyecekleri alır gelirmiş. (Şeytan'ın Hileleri - Telbis'u İblis İbnü`l-Cevzi sayfa 539)
Hallac’ın hakkında anlatılan diğer bir kıssa ise İbni Şebbas’ın arkadaşlarının anlattığıdır. ‘’Bir gün Hallac’ın yanına gittik. Bize kızarmış bir kuzu ikram etti ve bizden yememizi istedi. Kuzuyu yedikten sonra bizden kuzunun kemiklerini istedi. Kuzuyu yedikten sonra bizden kuzunun kemiklerini kırmamızı fakat paramparça etmememizi söyledi. Bizler de bize söyleneni yaptık. Hallac elimizdeki kuzunun kemiklerini tekrar ocağa koyarak fırının üzerini kapadı . Bir müddet sonra ocağın kapağını açtığında bir de ne görelim kuzu canlı bir şekilde otluyor ve ateşten küllerinden ve kuzunun kalıntılarından da hiçbir eser yok. Şöylece etrafı iyice bir kolaçan edeyim dedim. Nihayet meselenin arka yüzünü anladım. Meğer ocak diye bize göstermiş olduğu şeyin altında yay ile birbirinden ayrılmış iki bölme varmış. Bu iki bölmenin bir tarafını açınca ocak diğer tarafını açınca da mera gözüküyor. Hallac hangi tarafı açarsa insanlar onu görüyormuş. (Kaynak: Kitap adı: EHLİ SÜNNETTE BEKLENEN MEHDİ yazar: Dr. Muhammed Ahmet İsmail El-Mukaddem, çeviren: Uğur Pekcan Kitap Dünyası Yayınları sayfa:293-294)
Çok İlginç Bilgiler Bunlar, Nette Hiç Karşılaşmadım. Allah Razı Olsun

Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 12.05.24, 10:07
imas - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Bilgili Üye
 
Üyelik tarihi: 18.01.20
Bulunduğu yer: her yer
Mesajlar: 15,050
Etiketlendiği Mesaj: 3066 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Fani1kuL Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Arkadaşlar bir süredir bu isim dolanıyor kalbimde ve beynimde. Bir ürpeti oluyor adı geçince. Evliyaullahdan olduğu yazıyor internette. Bilgisi Olan Arkadaşlar Niye Böyle Olduğu Hakkında Yardımcı Olabilir mi?



img]https://www.havasokulu.com/resimyukle/images/screenshot202405qlq.jpg[/img]

__________________
وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ
مَٓا اُر۪يدُ مِنْهُمْ مِنْ رِزْقٍ وَمَٓا اُر۪يدُ اَنْ يُطْعِمُونِ
اِنَّ اللّٰهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُوالْقُوَّةِ الْمَت۪ينُ
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Hallac-ı Mansur - M.Derman Why Münir Derman 0 28.11.23 01:51
yüksek sayıda zikr çekmedim celb veya davet yapmadım ama rahatsız edildim Han349 Sorularınız 62 30.12.21 06:14
Rabıta hakkında geniş ve kaynaklı açıklama Sin Tasavvuf & Tarikatler 5 16.12.20 18:05
Theosophie (teozofi) — tasavvuf. Islâm tasavvufu. Celil Parapsikoloji & Spiritüalizm 0 29.12.19 22:28
Hazreti Şeyh Hüseyn-i Mansuri Hallac (Kuddise Sırruhu) Havasokulu Allah Dostları & Evliyalar 19 26.10.19 02:55


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 11:13.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147