Karışık Metafizik Bilgiler - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > Havas ilmi & Gizli ilimler > Havas ilmi Genel Bilgiler

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 27.04.24, 12:04
Güvenilir
 
Üyelik tarihi: 20.02.20
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 1,938
Etiketlendiği Mesaj: 169 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Karışık Metafizik Bilgiler

Konu altına cevap atma şeklinde güncellenecektir.



🟢 İNCİ TANESİ: Hamza Seyid Kendiyas Hazretleri

📌ARŞI AŞAMAYAN GÜNAHLAR

Selamünaleyküm. 24 Aralık 2021 akşamındaki ikinci dersimizde, günahlar ve iman üzerine konuşuldu.

Buralarda aklımda kaldığı kadarıyla sizlere aktarayım inşallah.

Ey kullar bilir misiniz? Yaptığınız her şey Allah'u Tealaya ulaşır ama tecelli etmez. Günahların da bir vücudu vardır. Günahlar öyle yükselir, öyle yükselir ki bir yere gelince Rabbine gitmeye utanır. Öyle ya, günahın da bir vücudu, eli kolu, dili vardır. Öyle ya, onlar da size şahitlik edecektir. "Beni konuştu, bunu yaptı" diyecektir. Her yapılan günahın da vücudu ayrı ayrıdır. Arşı alaya yaklaşınca günahlar, kalır gitmez. Her şeyin yaratıcısına, Rabbimize gitmeye utanır günahlarımız. Kalır, bekler, bekler, bekler birikir.

Hani toplumlar vardır günahları işler. Hani onların içlerinde de dua edenler vardır. işte onların duası, işte onların imanı veya kendini toparlamış, günah işlemiş ama aynı anda da iman etmiş, tövbe etmiş, pişmanlığını dile getirmiş olanların imanları arşı alayı delermiş. Arşı alayı delip geçen bir tek imanmış. Geri kalan hepsi arşı alanın altında katmanlar oluştururmuş. Ancak iman utanmaz, sıkılmaz. Hatta imanın sahibi olana gitmek için acele eder, öyle acele edermiş ki arşı alayı da delermiş.

Peki günahlar ne olurmuş? Günahlar arşı alanın altında semada, bir katta birikirmiş. Zaman sonra geldikleri yerlere yağmur gibi ama bir taş parçası gibi, güneş gibi ama yakıcı bir ateş gibi, bir su damlası gibi ama kartanesi gibi, ama bir çığ gibi üzerlerine geri yağarmış. Depremler, yangınlar, kazalar, belalar, musibetler, türlü türlü hastalıklar şeklinde yeryüzüne geri yağarmış.

Hani "ikindi vaktinden sonra yatmayın" derler ya; artık günün,yirmi dört saatin hesabının görüldüğü andır. Bazı musibetler geri döner, geri yağar, günahı işleyene tesir edermiş. Ama biz bunları bilmeyiz. İşte bilmiyoruz ama Rabbimiz de bunu bildirmiş aslında. Bu günahların vücutları varsa, dilleri varsa, birikirlerse isteyerek mi geri dönerler? Öyle bir çetin bir ikileme düşerler ki! Oluştular, birleştiler ya, onları da yaratan Rabblerine gidecekler. Gidecek yüzleri yok. Günah gider mi hiç Rabbime? derler. Onu işleyen yapanlara geri gelirler. "İşte biz senin günahınız, geldik geldik" derler. İşte o günahın bedeli olarak vücutlarımıza, etrafımıza, rızkımıza, hücrelerimize, her şeyimizin üzerine bir yağmur gibi inerler.

Yağmur da bolluk berekettir de, günahların bolluk bereketi nedir? Düşünsenize kaza ve musibetlerin, belaların, hastalıkların yağmur gibi yağdığını? Yağmurla bir birleştirin. Bu kadar kötülükler, sıkıntılar, bu kadar zulümleriniz, kibirleriniz, gıybetleriniz, dedikodularınız Allah'u Teâlâ'ya gitmeye utanırken siz ne yapıyorsunuz?

İtaat etmek varken karşı gelmek için niye gayret ediyorsunuz? Günahlarınız bile Rabbimize gitmezken, geri dönüp bize gelirken biz hala bunu üretmekle, çoğaltmakla meşgulken; "artık yeter, biz gidemiyoruz Rabbimize, gidecek yüzümüz yok daha fazla çoğaltma, üretme" diye gelirler, engel olmak isterler. Eğer duyabilseydiniz, onları görebilseydiniz onlardan utanırdınız.

Bir de imanı görseydiniz; güzel kokulu, hoş yüzlü, nur yüzlü. İşte o iman da çıktığı an öyle coşkulu gider ki, arşı alayı öyle deler ki! Gider ve imanı da yaratan Allah'u Teâlâ'ya huzuruna sizin imanınıza şahitlik eder. İşte tam da burası: Ya günahınız arşı alayı delip hemen yaradanımıza gitmiş olsaydı? O anda tecelli edip, anında belanızı bulmanız gerekirdi. Anında yolda yürürken bir anda hani kor ateşte yanan gibi anında kızarmanız, kül olmanız gerekirdi. İşte buna arşı ala müsaade etmez. Zaten günahlar da gitmek istemez. Günahımızı geri çeviren arşı ala mıdır? Yoksa günahımızı kabul etmeyen Rabbimiz midir? İşte budur insanların başına gelen sıkıntılar, musibetler. Bir yağmur gibi ateş parçaları üzerimize yağar da biz yine bunlardan ders almayız.

Ya birde bunlar kalbimize yağdıysa, kalbimizin etrafını kapladıysa, kalbi mühürlenenlerden olduysak? Bilir misiniz ki mühür nedir? İnkarlarınızdır. Yaradanı inkar, emirlerini inkar, onlardır kalbi kitleyen, kaplayan. Yine de onun içinde iman vardır. Siz onu dile getirmeseniz de, yok saysanız da, inkara devam etseniz de, işte o iman orada hapsolur orada kalır. Dilinize yüzünüze etki etmez. Kalbi kararan, Rabbini inkar eden imansızlardan olursunuz da o iman içeride yine de bekler, yine de kavuşur geldiği yere. Ama onun derdi giderken sizi de götürmektir.

Peki öldünüz, kabre girdiniz. İşte o arşı alaya geçmeyen, geçmek istemeyen günahlarınız toprağın içine girdi. Kabrinize geldi. Kabirde de ateşe döndü. Yaşarken de ateşe döndü, kabirde de döndü. Hani ölüm vardı? Kusura bakmayın ölüm yok. Ölüm olsaydı ilk önce biz giderdik önde. "Bizler sizi uyarmakla görevliyiz. Bizler görevimizi tamamladık. Oradan ayrıldık buraya geldik ama ölümün olmadığını burada da bildik. Rabbimin iznidir. Bereketidir. Kulunun kuluna vesilesidir. Anlayana, anlamak isteyene."
Günahlar o kadar çok arttıysa, bunu söyleyenleri de susturmak istese de iman yok mudur? O iman işte o günahları yakar. O iman arşı alayı geçmeyen, geçmek istemeyen günahları bir bir eritir. Zahmetten rahmete çevirir. Yok eğer yaşarken olmadı ya, size göre öldüğünüzde yani kabirde yine devam eder. Kabirde de eğer bitmediyse cehenneme gider, orada sizi bekler. Cehenneme azabını, sıkıntısını dünyada kazanır, kabirde tanışır, cehennemde de tadar yer onu. Yok eğer imanını tazelerse, imanı için hareket ederse dünyada da beslenir, kabirde de sevinir, cennette de sebeplenir. Siz karar verdiniz, kararınızın karşılığını bedelini aldınız, alacaksınız. Neyi istiyorsanız, neyi bulmak isterseniz, neyi görmek isterseniz, neyi yemek isterseniz, neyi seçerseniz onu nasiplenirsiniz. İster günahı, ister sevabı.


——-
1-
Bir gece yarısı zifiri karanlıkta, taşlı kayalık vadiden geçerken mübarek ordusuna emrediyor “herkes tüm eşyalarını bıraksın, yerdekilerden doldursun”
Zifiri karanlık. Kimisi “olur mu niye bırakalım, su mataram var, yoldayız” ya da “silahım var” diyor, gıdalarını bırakmıyorlar

Kimisi de "peygamber" deyip, emrini dinleyerek atlarında, heybelerinde ne varsa hepsini boşaltıyorlar. Yerden aldıkları taşları, olduğu gibi dolduruyorlar.

Kimisi ceplerine koyuyor, kimisi hiç almıyor, kimisi de tamamen her şeyini bırakıp, boşaltıp dolduruyor.
Gün ışıyor, bir bakıyorlar ki, oradan doldurdukları, taş diye aldıkları, saf altınmış.
Bu defa hiç almayan, pişmanlıkla kendini yerden yere atıyor.
Cebine birkaç tane koyan “şu heybemi de boşaltsaydım, tüm ceplerimi boşaltsaydım” diyor.
Ceplerini boşaltıp komple doldurmuş olanlar da atının heybesini boşaltıp, dolduranlara özeniyor
Atının heybesini dolduranlar da “biraz daha alsaydım, başka nerelere koyabilirdim” diye almadığına üzülüyor.

Ama gün ışıdı ve o bölgeden geçildi. Bir daha da gidilemeyeceği belli
Bizim bu dünyadaki halimiz de bu:
“Şu anda karanlıktasınız” derken, bunu hatırlayın !

Karanlıktayız; neyi alıp, neyi alamayacağımızı bilmiyoruz.

Hayatımızdaki sıkıntılardan da kendimiz sorumluyuz. Biz sorumlu olduğumuz için cehennem var. Cehennem olduğu için cennet var. Her şey zıddıyla yaratılmıştır. Bunu bir düşünelim. İman varsa, demek ki imansız da var. Sevap varsa, demek ki günah da var.
Velev ki şeytan olmasaydı, günah olmasaydı, meleklerden bir farkımız yoktu ki! O zaman yeryüzüne gelişimizin de bir sebebi olmazdı.

O dur ki; kullar günahlarını arttırır devam eder gider,

O dur ki; kullar Rabbine günahlarını affettirir, mükâfatlar alarak gider.



———-

🚨 KARA ATMOSFER !

Dubai'de olanlar +
Afrika'dan gelen toz +
Bundan sonra olacak "doğa olaylarının" metafizik sebebi:
👇
🔴 Kara Atmosfer

Ramazan ayı içindeki canlı sohbette; "Bayramdan sonrası tufan" denilmişti, hatırlarsanız !

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


———

🚨METAFİZİK SALDIRI SON DURUM
🛑DUA VE MANEVİ DAVET:
1-
Bu akşam namazından sabah namazına kadar dua ve manevi davet için bilgi alındı

Dün ikindi vakti ve sonrasında küçük çocuklara yoğun saldırı oldu:

Huzursuzluk, uyumama, ateş halsizlik, asilik gibi tepkilere sebebiyet verdi
2-
Akşam namazında Rabbimizin izniyle ilk müdahale
yapıldı bir temizleme oldu.

Akşam namazında yoğun baskı vardı. Talep edilince Kabe-i muazzama görevlisi önderliğinde müdahale oldu ve semadan büyük manevi katılım oldu.
3-
Bütün doğal olaylari tetiklemelerini önlemek için;
Bugün dualar ile maneviyat önderliğinde, akşam namazından sabah namazına kadar müdahale olacak.
Hava puslu, pusu dağıtmak için;

Nur-u Muhammed sancağı altında şerlerin defi için dua ve maneviyata davet çağrısıdır.

——-

🔴GÖRÜYORUM, GÖRDÜKLERİM GERÇEK Mİ?
1-
Kişinin diğer boyut ile ilgili görüntüsü açık olabilir, bir çok şey görebilir duyabilir. Ancak sorun şu ki;
Eğer manevi hattı rahmani taraftan açılmamışsa, bir navigasyonu yoksa, gördükleri çoğu zaman doğrudur ama gerçek değildir.
Şeytani ordu bir çok şekilde görünebilir, bir çok şey gösterebilir ama bunlar gerçek değildir. Bir çeşit ileri seviye hologram ya da halüsinasyon gibi düşünün.

Bunun doğru olduğuna çok emin olduğu için gerçekliğini de kıyasıya savunur ancak doğrulayacak navigasyonu yoktur


———

🚨"PSİKOLOJİK HASTA" ya da "DELİ" DEĞİLSİNİZ !

Manevi çıtanız yüksek, buna mukabil dünyadaki uygulamalarınız yetersiz, eksik

Bu nedenle ruh ve nefs çekişmesi var. Bir de, kendi ya da neslinizin hatalarından ruhsat alan musallatlar üzerinize çullanıyorsa varılan sonuç bu. Lütfen linkin altındaki "beden içinde üç beden" serimizi okuyun ve psikolojik hastalıkları anlatan videomuzu izleyin.
Elbette doktora da gidin, ilaç da kullanın ama bir kez olsun düşünün;
ilaca bağımlı olmak sorununuzu çözdü mü?
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


——-

v🚨 METAFİZİK SALDIRILAR: SON DURUM
1-
Bugün ikindi ve sonrası özellikle hanımları hedef alan bir saldırı dalgası oldu


✔baş ağrısı, mide bulantısı ateş yok ama ateş var gibi üşüme


İlerleyen saatlerde çoğaldı, yatsıdan sonra;
✔Başta, kulak arkalarına doğru ense kökünde ağrı

Beyinde nöronlara müdahale etmeye çalıştılar. Epilepsi, sara hastası olanlar daha şiddetli hisseder: Kulak arkalarına doğru ağrı, başın üst tarafında yoğunluk gibi Bir kaç hafta sonra ciğerlere etkisi olacak. Hava keseciklerini doldurmaya çalışıyorlar
Nefes darlığı çekenler olacak ve etkilenecek. Tıpta karşılığı mevsim alerjisi olarak geçecektir Sonrasında kalp krizleri, ritim bozukluğu etkileri görülebilir. Korunma için: KELİME-İ TEVHİD ÇOK ÖNEMLİ

4- Teslimiyet ve takva ile, ne dediğini ne için dediğini, anlamını bilerek idrak ederek Kelime-i Tevhid çekelim. Sabah namazlarında; efendimiz sav vesilesi ile tüm kainatta inanlar, zikredenler yüzü hürmetine canı gönülden rabbimize niyaz edelim.


——-

🔴RIZA KAPILARI:

Rıza kapıları 4 tür. Sırasıyla ilk üçünden geçilerek Allahu Teala'nın kapısına ulaşılır

1. si Eşin rızasıdır
2. si Anne baba rızasıdır
3. sü Efendimiz asv'ın rızasıdır.
4. sü Allahu Teala'nın rızasıdır.
İlk önce eşin rızası, eşin rızasından sonra anne babanın rızası gelir.
Tabi anne babanın rızasının içinde onların eşi dostu, sevdikleri de vardır.
şöyleki;
Diyelim ki babanız rahmetli oldu. Babanızın bir dostu varsa, ona hizmet etmek, babanıza hizmet etmekle aynı eş değerde tutulmuştur.

Annenizin sevdiği birisi varsa, ona hizmet etmek, annenize hizmet etmekle eş değerde tutulmuştur.
Anne babadan sonraki kapı Efendimiz Asv’ ın rızasıdır.
Efendimiz Asv’ın rızası da onun Ehl-i Beyt’ine (soyuna), ona gelmiş olan Hazreti Kitaba, sünnetlerine, yaşadıklarına, bütün bunlara razı olup, saygı duyup, o yolda gidip, Efendimizi örnek almakla olur.
Efendimizden sonra, Allah'u Teâlâ'nın rızasıdır.

Peki, bunun delili nedir dediğinizde?
Allah'u Teâlâ kul hakkına karışmıyor, adaleti sağlıyor.
Eşinin rızası olmayan bir kişinin, ne tür sıkıntılara girdiğini ilmihallerden okuyalım.
Anne babanın rızasıyla da ilgili; cennetin annenin ayakları altında olduğunu bilelim. Bunu da ilmihallerden okuyalım.
Efendimiz Asv’a, sünnetlerine uymazsak, zaten Rabbimize gidemiyoruz.
Bunu Mümin olan, Müslüman olan herkes zaten biliyor.
Dolayısıyla Allah'u Teâlâ, kulu karşısına geldiğinde, o kulunun o kapılardan geçmiş olmasını istiyor.
Bizim anne babayla ilgili; farzlar hariç, söylediklerine uymaktan başka yapabilecek hiçbir şeyimiz yok. Rabbimiz, bunu emretmiş.
Efendimiz Asv'a da uymaktan başka hiçbir çaremiz yok, mecburuz.

Rabbimin rızası, anne babanın ve Efendimizin onayına mahsustur.
Eğer sonrasında bu kapılardan geçilirse ki; Efendimiz Aleyhisselam’ın rızası, anne babamızın rızası ve eşlerimizin rızasıyla olur.

Bunlar razı olunca, Rabbimiz, merhametlilerin merhametlisidir. Zaten kulunu affedebilmek için sebepler arıyor. Sebebe ihtiyacı var mı? Kesinlikle yok.
Ancak bir kulunu da affettiğinde, adaleti gereği, neden affettiğiyle ilgili beyan eder. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


———

🟢 ENANİYET ZİNCİRİ

Sultanahmet Camii'nin kapısında Enaniyet zinciri olarak bilinen alçak zincirler asılıdır.
Bu zincir“Mağrur olma padişahım senden büyük Allah var”tembihini hatırlatmak için asılır, Hükümdar ve refakatçilerini atlarından inmek zorunda bırakırmış

———

🌿MANEVİ REÇETELER (TOPLU DOSYA )

"Manevi reçeteler" adlı bu interaktif dosyada bugüne kadar yayınladığımız reçeteleri ve tebliğ dosyasını bir arada bulabilirsiniz.

📌ÜCRETSİZDİR

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Linke tıklayarak ulaşabilir, telefon ya da pc nize kaydedebilirsiniz.👇

———-

🌿 MANEVİ REÇETE

🚨 GRİP (INFLUENZA) VİRÜSLERİ İÇİN:

▪5-6 adet karanfil
▪1 fincan su içerisinde 1-2 dk. kaynatılıp suyu süzüldükten sonra soğumaya bırakılır.

📌 Ilık haldeyken gargara yapılıp, genzinize de çekerseniz
Bu virüslere karşı etkili olacaktır.

Şifa Rabbimizdendir.
Bu manevi reçete Süleyman Çelebi Hz. mizin himmeti ile hazırlanmıştır.


——-

Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 27.04.24, 20:02
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 27.02.23
Bulunduğu yer: .
Mesajlar: 2,304
Etiketlendiği Mesaj: 108 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Bu verdiğiniz isim Hamza Seyid Kendiyas site sahibi olan adammı ?

@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 28.04.24, 22:03
Güvenilir
 
Üyelik tarihi: 20.02.20
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 1,938
Etiketlendiği Mesaj: 169 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Cazgircinx Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu verdiğiniz isim Hamza Seyid Kendiyas site sahibi olan adammı ?

@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Estağfirullah

Ayatul Kursi’nin Reisi. Allah dostu, Evliyalardandır.

Selam olsun.

.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 02.05.24, 07:00
Güvenilir
 
Üyelik tarihi: 20.02.20
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 1,938
Etiketlendiği Mesaj: 169 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

��BÖLÜM 1: RÜYA NEDİR ?

Öncelikle rüyanın ne olduğunu bilmek lazım.

İnsanın bedeni vardır, ruhu vardır, nefsi vardır. Her insanın en az bir de şeytanı vardır. Dört varlık bir arada yaşar. Eğer bize ait şeytanımız olmasaydı, emin olun nefsimiz, imanımıza daha çok hizmet ederdi

İmtihan bu ya, dörtlü gezeriz, yaşarız; beden burada kalır, şeytanımız burada kalır, nefsimiz de gelir aslında ama işlev bulamaz. Çünkü hepsinin kendine göre ayrı ayrı bedenleri vardır.
Uyuduğumuzda ruh bedenden ayrılır ama bir hattı ve bağı vardır.
Bir sakız düşünün; yapıştı, çektiniz ve 20 cm uzadı. Bunu ruh olarak düşündüğünüzde Arş-ı Ala'ya, bir ruhun müsaade edildiği yere kadar da gitse, vücuttaki bağlantılı yeri kopmaz.
Koparsa ne olur? Ölür.
Ölüm, işte budur.
Baygınlık olur, bayılmalar olur, uyku olur, sekerat hali olur; bütün bunlarda ruh bağlantısı hep vücutta kalır.
Bağlantı yeri bir iğne ucu kadardır.
Bağlı olduğu yer de kalbimizdeki Rabbimizin bulunduğu yerdir.

Ruh bedenden ayrılmazsa, uyku olmaz.
Ruh bedenden çıkmaya başladığında uyumaya başlarız. Bağlantı olan yerin noktası kalır, geri kalanı bedenden çıkar, işte o zaman uyuyoruz.

Ruh, bedenden uzaklaştıkça derin uykuya dalarız. Peki ne yapar ruh?
Ruh bedendeydi, işi gücü vardı, düşündükleri vardı, aklına gelenler vardı, yarın yapacağı işler vardı, belki rahmetli olmuş annesini, babasını görmek isterdi, belki özlediği biri vardı,

Ruh, uzaklaştıkça derin uykuya dalarız. Güncel hayatta yaşarken merak ettiğimiz, düşündüğümüz konuları araştırmaya başlarız.
Rabbimiz, görevli meleklerle emirleri yeryüzüne doğru indirir, anlayabildiğimizi anlamaya çalışırız. Bulabildiğimiz kadarını toplamaya çalışırız

Bize lazım olanları delillendirmeye çalışırız. Bu da bizim çok büyük işimize yarar ama anlayana. Rabbimizin bize ikramıdır.
Peki nasıl yarar?
Uyurken Kelime-i Şahadet getirdiyseniz, guslünüz var, abdestli uyuduysanız, bir de yatsı namazını kılıp konuşmadan uyuduysanız
Tövbe namazını da kıldıysanız, üzerinizdeki, bedeninizdeki torbanızda ki günahlar silindi, siliniyor ya da azaldıysa, işte o ölçüde, o imanın tecelli halinde ruh bedeni terk ettiyse;
o zaman bu yaptığınız dualar, ibadetler, zikirler, tövbelerle şeytanı uzaklaştırdınız.
Ruh uyuduğunda, öyle noktalara gitti ki, şeytana izini kaybettirdi. Hani dedik ya “herkesin şeytanı da vardır ” diye.
Şeytan sizi arıyor, bulamıyor. Çünkü şeytanın hali bedenli hal, o an siz ruh halindesiniz. Şeytanın bedeni duman olabilir, olsa da hızı düşük,
Nur olduğu için Ruhun sürati çok fazla !

Dolayısıyla ruh, neyi öğrenmek istediyse kapılara başvurur. Oradaki görevli melekler, o halini görüp, zaten anlarlar senin o nurlu halinden veya nur ışığının düşük halinden.
Rabbimizin de izin vermesiyle, size bazı bilgiler gösterilebilir. Ancak gerçekleşmediği için size bunları ancak şifreli verebilir. Onun için rüya yorumları vardır, gelenler bildirilir.
O bildirilenleri de doğru yorumlamak gerekir.

O bildirilenleri de doğru yorumlamak gerekir.
Doğru anlatsanız bile doğru yorumlamadığın için yanlış yöne gidebilirsiniz.
Bu gördüklerinizi siz mi seçiyorsunuz?
Evet, ruh seçer.

Gördüklerinizi siz mi seçiyorsunuz? Evet, ruh seçer.

Bilinçaltında vardır, insanın düşündükleri, özledikleri, istedikleri olur; tövbe edip temizlendiniz, o halde uyudunuz ve şeytanı geride bıraktınız
Rabbim dilerse işte o zaman Rabbimin size verdiği ikramları görebilirsiniz

Başına musibet, kaza da gelecekse bu şifreli olarak verilir, siz bunu az çok anlayabilirsiniz.
Rabbimiz dilerse sizden önce kabir hayatına geçmiş olanlarla ortak noktada buluşturabilir. İsterseniz Rabbimiz onları da getirtir.
Gündüz yaşarken aklınızdan geçirdiniz ya, aklınızdan geçirdikleriniz de işte Rabbimize bir duadır, bir taleptir.

Bilene, anlayana, teslim olana...

Diğer yandan; tövbe etmediniz, yatsıyı da kılmadınız, üstüne üstlük sıkıntılı, sinirli ya da uygunsuz sözle, hakaretle kötü halde yattınız.
Yani imanının nurunun üzerini şeytan sarmış, kendini kaplamış, o halde ruh çıkmaya çalışıyor.

Kalpte yeri var, oradan da nur besleniyor ama o halde o nurun üzerine şeytan da yapıştığı için, sizinle beraber gider
Siz bir tarafa gitmek istersiniz, o sizi takip eder, gidemezsiniz ondan
Diğer yandan; tövbe etmediniz, yatsıyı da kılmadınız, üstüne üstlük sıkıntılı, sinirli ya da uygunsuz sözle, hakaretle kötü halde yattınız.
Yani imanının nurunun üzerini şeytan sarmış, kendini kaplamış, o halde ruh çıkmaya çalışıyor.
Kalpte yeri var, oradan da nur besleniyor ama o halde o nurun üzerine şeytan da yapıştığı için, sizinle beraber gider
Siz bir tarafa gitmek istersiniz, o sizi takip eder, gidemezsiniz ondan

Çünkü niye? Günahlarından dolayı ağırsınız, ruhunuz ağır. Niye? Üstünüze şeytan bindi
Bir de eğer şeytanınızı güçlendirdiyseniz, günahlarla onu besleyip büyüttüyseniz; o sizi alıp istediği yere götürdü, korkuttu. Sizi hazırlanan tiyatro sahnelerine soktu.
Onların kişilere özel sahneleri vardır, bize göre sanal, onlara göre gerçek sahneler, düzenlemeler.
Sizin kaygılarınıza göre, korkularınıza göre düzenler. Örneğin bir fareden korkuyorsanız fare şeklinde, bir köprüden geçemiyorsanız korkuyorsanız, köprüden geçirir ama bir şekilde sizi sindirir.
Sizi sindirdikçe küçültür. Orada korktukça, Rabbimizden uzaklaşırsınız

Çünkü zaten uzaktınız, şeytana yakındınız. Öyle ya, iki yerden biri olacak; ya Rahmana ya şeytana; ortada duramazsınız. Çünkü o halde uyumadınız. Haliyle sizin korkularınız üzerine oynarlar.
Onlar da işini yapıyor.

Şeytana kızmayın. Sizin korkularınızın üzerine sahnelere götürür, sizi oralarda yaşatır, dolaştırır. "Yaşatır" derken iyi anlayın, yaşatmak Rabbimize mahsustur. Sanal dünya oluşturarak, sizi orada gezdirirler. Öyle korkuturlar, öyle sıkıntı verirler, boğmaya bile kalkarlar.

Ruhta bir varlıktır. Ruhu sıkıştırdığında , eğer ruhu eğer yaralarsa; ruh nereden yaralandıysa ruh bedene girdiği zaman, kişi o bölgede ağrılarla uyanır. Ruh öyle korkar ki, hani vücuda bağlı ya, bir anda saklanmak ister. En güçlü olduğu yer vücudunun içidir.

İçinize bir anda gelir; o öfke, o sıkıntı, o sinirle bir anda uyanırsınız. "Karabasan geldi beni sıkıştırdılar, şuraya gittik, o oldu, bu oldu" korkusuyla ruh bedene sığındı ve korkuyor. Artık beden de korkuyor. Allah’u Teâlâ’ya teslim olmak nerede?
O an, şeytandan korkuyorsunuz. Rabbimden mi korkuyorsunuz, şeytandan mı? O an, şeytandan korkuyorsunuz. İşte o an dualara sarılıyorsunuz, okumaya sarılıyorsunuz. Niye? Yatmadan önce yapsaydınız ya ! Şeytanın her zerresi bile, aslında insana Rabbini hatırlatıyor değil mi?
Bedene geldi ruh, aklınız başınıza geldi; alt beyin, üst beyin. Alt beyin ruhun beynidir, üst beyin bedenin beynidir. Gerçekte böyle yapmasalar da tıptaki açıklaması budur. Ruh, yaşadığını üstteki beyne iletmek ister; üstteki de bir kısmı hatırlar, bir kısmını almak istemez
Niye istemez? Eğer hepsini almak isteseydi, Kalu Belada Rabbine verdiği sözü hatırlardı. Kim buna engel? Nefs Nefs niye engel olur? Çünkü nefs boş bir süngerdir, onu günahlarla doldurduğunuz için artık günahı daha çok istiyor; imanla doldursaydın, daha çok imanı isteyecekti

Eğer nefs olmasaydı, cennete gittiğinizde o kadar meyveleri, o cennetlik olanların hazzını neyle alacaktınız? Haliyle alt beyin üste hepsini anlatmak istese de üst beyin her zaman ki gibi nefsin işine yarayanı alır, yaramayanı almaz. Nefsi de neyle doldurduysan, ona göredir.

Bu gördükleriniz, yaşadıklarınız gerçektir. Hiçbir rüya, sahte değildir. Ya şeytanla, şeytanlı alemlerde, şeytanla vakit geçirdiniz ya da Rabbimizin ilmine, gücüne sığındınız, itaat ettiniz, gündüz uyanıkken yapmanız gerekeni yaptınız, uyuyunca da aynı şekilde devam ettiniz.

Hani zikir çekerken uyuyunca melekler tamamlarmış ya, Rabbimiz işinizi kolaylaştırıyor ya, kulunun her halini gözetiyor da ona kolaylık veriyor ya, İşte! Ne halde uyursanız, öyle dirilirsiniz.
Burada ki dirilmeyi ruhun vücuttan çıkması olarak bilirseniz, uyuduğunuz halinize göre de dirilirsiniz. Ölümün çok çeşidi vardır. Burada ölmek, kabirde de dirilmektir. Bilene, bilmek isteyene, anlamak isteyene.

Haliyle şeytanla vakit geçirdiniz; şeytan kendi kitabından, kendine göre nasıl kontrol edecekse ona göre sizi dolduruyor. Neye hazırlamak istiyorsa ona göre sizi besliyor. Orada siz ona iman ederseniz, işte o zaman vay halinize! İman etmemeniz gerekir.
Yok eğer güzel halde gittiyseniz, güzel halleri de gördüyseniz, geri döndüğünüzde yine iman etmeyin, bekleyin. Orada verilen mesajlar gizlidir. Onları da çözmesini bilene teslim edin, oradan açıklamasını alın. Çünkü Rabbim her yarattığı kuluna mesaj verir,
Çünkü Rabbimiz her yarattığı kuluna mesaj verir, gönderir, hepsine de tecelli eder. Ruhunun istediklerine, bedenin istediklerine göre her an size bağlı, sizi besler. İşte o beslediklerinin içinde de size gönderdikleri size özeldir. İçeriğini belki melekler de bilmiyor,
Bildiği de var, bilmediği de var. Eğer bildikleri varsa meleklerin ki var, bilmedikleri varsa ki var. Şöyle düşünün; sizinle ilgili bir senelik yazılı emirler Berat Gecesi'nde bir noktaya kadar gelmiş.
Günlük olacak da, yarınki olacak da, ikindi vaktinden sonra öbür ikindi vaktine kadar olacak, onlar ve bütün emirler yeryüzündeki görevi meleklere dağıtıldı “Bu kişi şu saniyede burada olacak, araba çarpacak, görevli melekler siz karışmayın” denildi.
Yok denilmese, koruyacak seni ve siz orada, Rüya aleminde o kazayı gördünüz. İşte bu gerçek olan ama gerçekleşmemiş olan. Siz onunla kalktınız, alt beynin üst beyine de iletti, siz o korku ve ümit etme arası çıktınız, onun endişesi ile yaşıyorsunuz.
Hemen orada aklettiniz, “akletmez misiniz?” der ya Rabbim, Hemen bir sadaka verdiniz, o sadakayı da Rabbim kabul etti, hemen tecelli edildi. O musibet, sizin orada meleğin elindeki emirler anında silindi ve kaza olmadı ya da oldu, ufak bir sıyrıkla atlattınız. Ne oldu?
Rüya gerçek miydi, değil miydi? İman edilir miydi, edilmez miydi? O olurdu, bu olurdu, size ne faydası var? Siz hakikati bilmedikten sonra, "rüya yalan" diyebilir misiniz? Siz hakikati bilmedikten sonra, "rüya gerçek" diyebilir misiniz?
Siz hakikati bilmedikten sonra, "rüyalar çıkmıyor," ya da "çıkıyor" diyebilir misiniz? Neye göre çıkar, neye göre çıkmaz?
Bizim akletmemiz gerekmeseydi, Rabbim bize bunları bildirmezdi. Bildiriyorsa, Melekler bile bize hizmet ediyorsa, (Rabbimin emrinden de çıkmazlar) demek ki Rabbim bizi akledebilen, bilen kullar olarak yaratmış. Niye bilen olarak? Rabbimi bilin diye.
Rabbimiz Mealen: “Ey kullarım” “Siz beni tanıyın, itaat edin. Sizin düşmanınız şeytan” diyor. Diyor da, bunu anlamak için akletmemiz gerekiyor. Rüyalarla da size işaretler gönderiyor, sizden vazgeçmiyor. İşte rüyanın hakikati ! anlayana....

Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Tayyi Mekan ve Cinler bitter Cin & Şeytan & Melek & Ruh 3 03.09.21 13:00
Varlık Nedir? Ruh Ölümlü müdür? Metafizik Nedir ?? Och Metafizik 8 17.12.20 09:53
Metafizik ve Diyalektik görüş bitter Metafizik 0 12.06.19 12:10
Karışık Atma-Çekme ve Dağıtma yöntemleriyle Rune Sezen Parapsikoloji & Spiritüalizm 1 12.07.18 10:42
Uçaklar düşürülüyor... madlen Gizemli Olaylar ve Mekanlar 2 15.05.18 01:35


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:19.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147